Yapay Zeka Üzerine Yeni Uluslararası Antlaşma, İnsan Haklarını Korumayı Amaçlıyor

Yapay Zeka Üzerine Önemli Bir Uluslararası Antlaşma, yasal olarak bağlayıcı olan türünün ilk onayını Avrupa Konseyi tarafından alındı. Bu öncü antlaşmanın temel amacı, yapay zeka sistemlerinin istihdam edilmesi durumunda insan haklarının korunmasını, hukukun üstünlüğüne riayeti ve demokratik yasal standartların korunmasını sağlamaktır.

Bu başarının ardından Avrupa Birliği’nin Yapay Zeka Kanunu’nu benimsemesiyle, yapay zeka sistemlerinin gelişimi, pazar yerleşimi ve kullanımını düzenleyen çığır açıcı bir yasama kabul edildi.

Hem antlaşma hem de Yapay Zeka Kanunu, yapay zeka dağıtımının olası negatif etkilerine yönelik bir risk tabanlı yaklaşımı paylaşmakta ve teknolojinin potansiyelini kullanırken insan haklarını ve demokrasiyi korumayı hedeflemektedir.

Strazburg’da Avrupa Konseyi’nin 46 üye devletinin dışişleri bakanlarının yıllık toplantısında onaylanan antlaşma, Avrupa Birliği ülkeleri, 11 üye olmayan ülke ve ayrıca özel sektör, akademi ve sivil toplum katkıda bulunanların yer aldığı, Yapay Zeka Komitesi’nin (CAI) iki yıllık özverili çabalarının sonucudur.

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri, antlaşmayı dünyanın her yerinde paylaşılan değerlerle temellendirilmiş uluslararası bir hukuki standart ihtiyacına cevap olarak tanımladı. Böylece yapay zekanın insan hakları çerçevesinde saygılı bir şekilde entegre edilmesini sağlamayı amaçlamaktadır.

Ne var ki, antlaşmanın kabulü tartışmalara yol açmıştır. İnsan Hakları Yüksek Komiseri gibi eleştirmenler, ulusal güvenlik muaflıkları ve özel sektör yükümlülüklerinin antlaşma dışında tutulmasından kaynaklanan endişeler ile ilgilenmişlerdir.

Metin değişikliklerine yol açmayan bu tür uyumsuzluklara rağmen, konvansiyon, kamu kuruluşları tarafından uyulması gereken kurallar ile özel sektörün antlaşmaya uygunluk için alternatif önlemler alabileceği arasında bir kural farklılığı bulundurur. Bu asimetri, Avrupa Konseyi tarafından küresel düzeyde farklı yasal sistemler olduğu düşünülerek haklı görülmektedir.

Başka bir anlaşmazlık konusu da devletlere ulusal güvenlik çıkarlarını korumaya yönelik faaliyetler için antlaşma yükümlülüklerini atlayabilme imkanı tanıyan ulusal güvenlik muaflığıdır, bu faaliyetler uluslararası hukuka ve demokratik süreçlere uygun olduğu sürece.

Antlaşma ayrıca etkili uygulamayı sağlamakla görevli bir toplantılar konferansı aracılığıyla bir izleme mekanizması kurmaktadır.

Antlaşmanın imzası 5 Eylül’de Litvanya’nın Vilnius kentinde yapılacak ve adliye bakanları konferansıyla aynı güne denk gelecektir.

Makalede yer almayan ilgili gerçekler:

– BM tarafından hazırlanan ancak hukuki bağlayıcılığı olmayan Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi, birçok insan hakları antlaşmasına temel oluşturarak yapay zekadaki insan haklarının anlaşılması ve yorumlanmasını etkileyebilir.

Yapay Zeka Yönetişimi, teknoloji şirketlerini, hükümetleri ve uluslararası kurumları içeren bir çok paydaş sorunudur ve özel sektör, Yapay Zeka Ortaklığı gibi girişimler yoluyla kendini düzenlemeye istekli olduğunu göstermiştir.

Jeopolitik gerilimler, uluslararası anlaşmaları etkileyebilir. Farklı bloklar arasındaki ilişkiler (ABD ve Çin gibi) böyle anlaşmaların Konseyin üye devletleri dışında uygulanmasını etkileyebilir.

Veri koruma düzenlemeleri, AB’deki Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) gibi farklı bölgelerde yürürlükte olan ve kişisel verilerle ilgili Yapay Zeka üzerine belirli yükümlülükler getiren düzenlemeler mevcuttur.

Halkın Yapay Zekaya İlişkin Anlayışı ve Güveni, kabulü için kritik olup uluslararası antlaşmalar şeffaflığı ve sorumluluğu sağlamada rol oynayabilir.

Önemli sorular ve yanıtları:

Avrupa Konseyi’nin Yapay Zeka yönetişimindeki rolü nedir?
Avrupa Konseyi, Avrupalı ülkeler arasındaki işbirliğini teşvik ederek insan haklarını, demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü korumayı amaçlamaktadır ve artık bu değerlerle uyumlu kurallar belirlemek için kapsamını genişletmektedir.

Yeni Yapay Zeka antlaşması AB’nin Yapay Zeka Kanunu’ndan nasıl farklıdır?
Her ikisinin de benzer hedefleri olmasına rağmen, antlaşma uluslararasıdır ve imzacıları için hukuki bağlayıcılığa sahiptir, Yapay Zeka Kanunu ise AB üye devletleri için özel yasal bir düzenlemedir.

Özel şirketler antlaşma ile yasal olarak bağlı olacak mı?
Antlaşma, kuralların uygulanmasında bir farklılık yaratır; kamu kurumları doğrudan uymakla yükümlüdür, özel kuruluşlar ise uygun olmaları teşvik edilir ancak kesin olarak uyulması zorunlu değildir, küresel yasal sistemlerin çeşitliliği nedeniyle esneklik sağlar.

Ana zorluklar veya tartışmalar:

Uygulama: Özellikle özel şirketler arasında ve farklı yasal sistemlere ve değerlere sahip ülkelerde antlaşmanın nasıl uygulanacağı, özellikle büyük bir zorluk oluşturabilir.

Teknolojik hız: Yapay Zeka teknolojisi hızlı bir şekilde gelişmektedir, bu da antlaşma hükümlerinin gelecekteki gelişmelere göre adapte olmasını, sık sık yeniden müzakereleri gerektirmeksizin sağlayacak şekilde yapılmasını gerektirir.

Ulusal güvenlik muaflıkları: Bunlar, devletlerin, güvenliği koruma kisvesi altında hukukun üstünlüğünü veya insan haklarını zayıflatma imkanı olarak görülebilir.

Avantajlar ve dezavantajlar:

Avantajlar:
– Küresel Çapta benzer yasaların geliştirilmesini öncüleştirebilecek bir uluslararası standart oluşturur.
– Teknolojinin ilerlemesi karşısında bireysel hakların korunmasını güçlendirir.
– Uyumun izlenmesi ve uluslararası işbirliğinin teşvik edilmesi için bir mekanizma sağlar.

Dezavantajlar:
– Muaflıklar ve özel kuruluşlar için esneklik, antlaşmanın prensiplerinin farklı uygulanmasına yol açabilir.
– Ulusal yasalar ve çıkarlar ile çelişmeler, antlaşmanın etkinliğini engelleyebilir.
– Yapay Zeka teknolojisinin hızlı evrimi, antlaşmanın hükümlerinin gerisinde kalmasına neden olabilir.

Tavsiye edilen ilgili linkler:
Avrupa Konseyi
Birleşmiş Milletler
Avrupa Birliği

Litvanya’nın teknoloji inovasyonundaki rolü ve insan hakları konusundaki duruşu nedeniyle, 5 Eylül’de Vilnius’ta imza töreni yapılması sembolik bir öneme sahiptir.

Privacy policy
Contact