Uluslararası Yapay Zeka Teknolojileri Antlaşması, İnsan Haklarını Koruma Amacıyla İmzalandı

6 Eylül 2024’te, Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, Norveç, İsrail ve Moldova gibi ülkelerle işbirliği içinde devrim niteliğinde bir uluslararası anlaşma imzaladı. AI Sözleşmesi olarak adlandırılan bu antlaşma, yapay zeka teknolojilerinin kullanımını düzenlemeye yönelik yasal yükümlülükleri belirlerken, insan haklarının korunmasını da önceliklendirmektedir. Bu girişim, 46 üye devletten oluşan Avrupa Konseyi tarafından desteklenmektedir.

AI Sözleşmesi, insan haklarını korumaya odaklanarak, yeni yürürlüğe giren AB AI Yasası ile tamamlayıcı bir niteliğe sahiptir. AI’yı düzenleyen AB mevzuatının iç pazar odaklı olmasının aksine, Sözleşme, kamu ve özel sektörde AI teknolojilerinden etkilenen bireyler için güvenlik önlemlerini uygulamayı hedeflemektedir.

2019’dan itibaren özel bir komite aracılığıyla düşünülen Sözleşme, sivil toplum temsilcileri de dahil olmak üzere uzmanlar tarafından şekillendirilmiştir. Avrupa Konseyi’nin Yapay Zeka Komitesi, metni tamamlayarak, imzacı hükümetlerin hükümlerini etkili bir şekilde yasalaştırmasını ve uygulamasını sağlamıştır.

Sözleşmede belirlenen bazı ilkelerin belirsizliği konusunda endişeler dile getirilmiştir. Uzmanlar, geniş yorumların önemli istisnalar yaratabileceği konusunda uyarıyorlar, özellikle ulusal güvenlik bağlamlarında. Ayrıca, antlaşma şirketlere AI’nın demokrasi ve insan hakları üzerindeki etkisini değerlendirme yükümlülüğü getirmekte ve kullanıcıların AI sistemleriyle etkileşimde bulunurken şeffaflık sağlamasını zorunlu kılmaktadır.

Vatandaşlar, AI tarafından üretilen kararlara itiraz etme hakkına sahip olacaklar, bu da AI uygulamalarında hesap verebilirliğe doğru önemli bir adım atılmış olacaktır.

**Uluslararası Yapay Zeka Teknolojileri Antlaşması İnsan Haklarını Koruma Amaçlı İmzalandı: Sınırları Genişletme**

6 Eylül 2024’te, uluslararası topluluk teknolojik yönetişim alanında önemli bir an yaşadı ve Yapay Zeka Teknolojileri Üzerine Uluslararası Antlaşma, yaygın olarak bilinen adıyla AI Sözleşmesi, imzalandı. Avrupa Birliği’nin yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, Norveç, İsrail ve Moldova gibi anahtar ülkelerin katılımıyla gerçekleştirilen bu antlaşma, yapay zeka (AI) düzenlemeye yönelik ortak bir taahhüt olarak değerlendirilmektedir; bu çaba, çeşitli sektörlerde insan haklarını korumayı amaçlamaktadır.

Antlaşmanın Geniş Bağlamı
AI Sözleşmesi, bağımsız bir girişim değildir; AB AI Yasası gibi mevcut çerçevelerle birlikte çalışarak AI teknolojileri için düzenleyici ortamı güçlendirmektedir. Bu sözleşme, hızla gelişen teknolojik ilerlemelerin karşısında bireylerin haklarını koruma amacı taşımakla birlikte, insan odaklı bir yaklaşım benimsemektedir. Bu antlaşmanın zamanlaması, AI sistemlerinin potansiyel riskleri, özellikle önyargı, yanlış bilgi ve gizliliğin ihlali konusundaki artan küresel farkındalıkla örtüşmektedir.

Antlaşmanın Ele Aldığı Anahtar Sorular
Antlaşma etrafında sorulan en acil sorulardan biri şudur: **AI Sözleşmesi’nin uygulanması nasıl denetlenecek?** Her imzacı ülkenin, uyumu denetlemek ve AI teknolojilerinin insan hakları standartlarına saygı göstermesini sağlamakla sorumlu bir düzenleyici organ kurması gerekmektedir.

Bir diğer kritik soru ise: **Bireylerin AI ile ilgili şikayetleri rapor etmeleri için hangi mekanizmalar var?** Antlaşma, vatandaşların AI tarafından üretilen kararlara itiraz etme hakkını tanıyarak, algoritmik süreçler sonucu ortaya çıkabilecek potansiyel olarak zararlı veya adaletsiz sonuçların hukuki olarak sorgulanması için bir yol sağlamaktadır.

Zorluklar ve Tartışmalar
Devrim niteliğinde olmasına rağmen, AI Sözleşmesi birkaç zorlukla karşı karşıyadır. Öne çıkan bir endişe, **mevcut diğer yasalar ve direktiflerle düzenleyici örtüşme potansiyelidir**. Bu durum, işletmeler arasında kafa karışıklığına yol açabilir ve AI sektöründeki yenilikçiliği engelleyebilir. Ayrıca, antlaşma içindeki **AI teknolojilerinin tanımı** ile ilgili tartışmalar devam etmektedir. Belirsiz tanımlar, istenen korumaları azaltabilecek açıklar doğurabilir.

Bir diğer tartışmalı nokta ise **ulusal güvenlik ile bireysel haklar arasındaki denge**. Eleştirmenler, ulusal güvenlik için istisnalara izin veren hükümlerinin kötüye kullanılabileceği ve bu durumun insan haklarını devlete ait güvenlik adına riske atabileceği konusunda uyarıda bulunmaktadırlar.

AI Sözleşmesi’nin Avantajları ve Dezavantajları
Avantajlar:
– **Artan Hesap Verebilirlik**: Antlaşma, bireylerin AI ile ilgili kararları sorgulamasına olanak tanıyarak, AI sistemleri açısından hesap verebilirliği artırmaktadır.
– **Uluslararası İşbirliği**: Birçok ülkeyi dahil ederek, antlaşma işbirliğini teşvik etmekte ve AI yönetişimi için küresel bir standart belirlemektedir.
– **İnsan Haklarının Korunması**: Hızla gelişen teknolojilere karşı temel hakların korunmasını vurgulamaktadır.

Dezavantajlar:
– **Uygulama Zorlukları**: Farklı yasal sistemler ve düzenleyici ortamlar, imzacı ülkeler arasında birleştirilmiş uygulamayı karmaşıklaştırabilir.
– **Yenilikçiliğin Engellenmesi Endişeleri**: Bazı sektör paydaşları, sıkı düzenlemelerin yenilikçiliği engelleyebileceği ve AI teknolojilerinin potansiyel faydalarını sınırlayabileceğinden endişe duyuyor.
– **Yanlış Yorumlama Potansiyeli**: Antlaşmadaki genel dil, çeşitli yorumlamalara yol açabilir ve bu durum, etkinliğini azaltabilir.

AI Sözleşmesi, sorumlu AI geliştirme ve kullanma yönünde önemli bir adım temsil etmektedir. Dünya, AI teknolojilerinin etik sonuçlarıyla ilgili mücadele ederken, bu antlaşma, gelecek uluslararası anlaşmalar için önemli bir emsal oluşturmuştur.

AI düzenlemeleri hakkında daha ayrıntılı bilgileri ve güncellemeleri için Avrupa Konseyi‘ni ziyaret edin.

The source of the article is from the blog reporterosdelsur.com.mx

Privacy policy
Contact