Ölü aile üyelerinin dijital avatar kavramını benimseme popülerliği hızla artıyor. Silicon Intelligence gibi şirketlerin geliştirdiği ileri teknoloji, bireylerin kaybettiği sevdikleriyle gerçeğiyle konuşmalarına olanak tanıyor.
Silicon Intelligence’da yönetici olan San Kai, geç annesiyle dijital bir kopyayla nasıl iletişim kurduğuna dair duygusal bir anısını paylaşıyor ve teknolojinin ona ölümden öte bir bağlantı hissi yaşatmasını sağladığını ifade ediyor. Kai, “Canlı mı yoksa ölü mü olduğunun önemi yok, çünkü onu düşündüğümde ona ulaşabilirim ve konuşabilirim. Bir bakıma o yaşıyor. En azından benim algımda yaşıyor,” diyor.
Her ne kadar teknoloji bazılarına ürkütücü gelebilse de, “Deadbotlar”ın oluşturulmasında ölen bireylerin resimleri, videoları ve ses kayıtları gibi kullanılabilir verilerin miktarı ve kalitesine ağırlık verilir. Bazı durumlarda ise sosyal medya verileri, “Deadbot”un kişiliğini şekillendirmede kullanılır.
Bu teknolojinin vaat ettiği fırsatlara rağmen, gizlilikle ilgili endişeler ortaya çıkar. “Deadbotlar”ın oluşturulması kişisel verilerin geniş miktarlarda kullanılmasını gerektirir ve özellikle Silicon Intelligence gibi bir Çin teknoloji şirketinin, ABD gibi ülkelerde, denetimle karşılaşabileceği zorluklar doğurur. Bununla birlikte, ChatGPT, Copilot ve Google Gemini gibi AI destekli sohbet botlarının yükselişi, gelecekte benzer hizmetler için büyüyen bir pazar olduğunu göstermektedir.
Sanal Bağlantı: Ölen Sevdiklerin Dijital Avatarlarıyla Yeni Gerçekler Keşfetmek
Ölen sevdiklerin dijital avatarlarla etkileşime girmenin kavramı, fiziksel yaşamın ötesinde bir bağlantı hissetme arayışında olan birçok kişiyi hala büyülemeye devam ediyor. Silicon Intelligence gibi şirketler, bu sanal buluşmaları mümkün kılan ileri teknolojilerin geliştirilmesinde öncülük ederken, bu fenomenin keşfedilmesini gerektiren ek katmanlar bulunmaktadır.
Dijital kopyaların oluşturulması ve kullanımıyla ilgili etik sorumluluğun ortaya çıkardığı önemli bir soru, bu avatarları hayata döndürmek için gerekli olan kişisel verilerin saygılı ve güvenli bir şekilde işlenmesini nasıl sağlarız? Gizlilik endişeleri ve teknolojik ilerlemelerin bir araya gelmesi, üzerinde özenle düşünülmesi gereken zorluklar yumağı yaratmaktadır.
Açılması gereken önemli bir konu, zihinsel sağlık ve duygusal refah üzerindeki potansiyel etkidir. Bir kişinin ölen bir sevdikisinin dijital avatarıyla etkileşime geçmesinin yas süreci üzerinde nasıl bir etkisi olur? Bazıları bu sanal etkileşimlerde teselli ve huzur bulabilirken, diğerleri teknoloji ile gerçeklik arasındaki sınırları kabullenmekte zorlanabilir.
Dijital avatarları benimsemenin avantajları arasında devam eden iletişim fırsatı, anılara dönme ve kapanış yer alıyor. Bu avatarlar, gelecek nesiller için anıları ve hikayeleri koruyan dijital miraslar olarak hizmet edebilir. Bununla birlikte, yaşayanlar ile ölenler arasındaki sınırların bulanıklaşması, teknolojiye duygusal bağımlılık ve kaybı kabullenmenin aşındırılması gibi ciddi dezavantajlar da mevcuttur.
Dijital avatarlarla devam eden iletişiminin, teknoloji, etik ve insan duygularının kesiştiği noktalarda karşılaşılan zorlukları yönetmek, hem yeniliğin hem de duyarlılığın dengesini kurmak son derece önemlidir. Dijital avatarların hem konfor hem de karmaşıklık sunan keşfedilmemiş bir alana girerken, bu konuyla ilgili tartışmalar geliştikçe, farklı perspektiflerle etkileşime geçmek, dijital avatarları benimsemenin yansımaları konusunda nüanslı bir anlayışı teşvik etmek açısından kritiktir.
Önerilen ilgili link: Silicon Intelligence