Yapay Zeka (AI) kavramı, 20. yüzyılın başlarında “The Wizard of Oz” ve “Metropolis” gibi bilim kurgu eserleriyle insan hayal gücünü yüzyıllardır cezbetmiştir ve bu fikir toplumun bilinçaltına yerleşmiştir. Ancak ancak son zamanlarda genel halk, yapay zeka teknolojisine büyük ilgi göstermeye başlamıştır. 2023’ten sonra geniş çapta kullanılan generatif AI’nin benimsenmesi, tüketici koruması ve fikri mülkiyet anlaşmazlıklarını ele almak için düzenlemenin acil bir şekilde yapılması gerektiğini vurgulamıştır.
Dünya genelinde hükümetlerin yapay zeka düzenlemelerini incelemeye başladığı görülse de politikalar ve hükümler konusunda netlik hala belirsizdir. İşletmeler, yaklaşan düzenlemelerin muhtemel etkilerine hazırlanma zorluğuyla karşı karşıyadır. Yapay zeka düzenlemenin giderek artan önemi, ilişkili riskler ve karmaşıklıkların ele alınma ihtiyacından kaynaklanmaktadır.
1956 yılında John McCarthy ve Marvin Minsky, belirgin bilgisayar bilimcileri, “yapay zeka” terimini tanıtarak bu alanda yoğun araştırma ve rekabetin başlamasını sağlamıştır. Yapay zeka, artan bilgi işlem gücü ve maliyetlerin azalması sayesinde 2000’lerin başında spekülatif bir bilimkurgu kavramından elle tutulur bir teknolojiye evrim geçirmiştir. Yatırımcılar özellikle makine öğrenimi alanına yoğun fonlar sağlamışlardır.
2023 yılında yaşanan atılım, OpenAI’ın generatif AI aracı ChatGPT gibi hizmetlerle gerçekleşmiştir. İşletmeler, operasyonları geliştirmesi, maliyetleri azaltması ve görüşler üretmesi açısından generatif AI’ı benimsemiştir. Bu faydaların yanı sıra, tüketici koruması, fikri mülkiyet ve iş dünyasında adalet konularındaki endişeler, hükümet liderliğinde yapay zeka düzenlemeleri taleplerine neden olmuştur. Ancak hükümetler, risklerden vatandaşları korumanın önemli olduğunu kabul ederken aynı zamanda sıkı düzenlemelerin yapay zeka gelişimini engelleyebileceği ve küresel yapay zeka üstünlüğü için rekabeti zorlaştırabileceği konusunda bir ikilemle karşı karşıyadır.
İşletmelerin odaklanması gereken üç ana nokta: Küresel düzeyde yapay zeka düzenleme önerilerinin ve yasalarının devam edebileceğini ve belki de hızlandırılabileceğini öngörmek; mevcut düzenlemelerin yapay zeka teknolojilerine nasıl uygulandığını anlamak; ve yeni yapay zeka düzenlemelerine uyum sağlayan tedarikçileri ve sertifikasyon kurumlarını dikkatlice incelemek.
Gelecek baskılarda, farklı bölgelerin yapay zeka mevzuatına nasıl yaklaştığını ayrıntılı bir şekilde ele alan Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’daki düzenleyici eğilimlere odaklanılacaktır.
Daha fazla bilgi edinmek için yapay zeka düzenlemelerine yönelik küresel çabalar ve çerçeveler şu bağlantılarda sunulmaktadır:
– Avrupa Komisyonu
– Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD)
– Birleşmiş Milletler (BM)